Tarihi Yeniden Yazabilecek Ören Yeri: Göbeklitepe’nin Önemi
Tarihi Yeniden Yazabilecek Ören Yeri: Göbeklitepe’nin Önemi
“Medeniyetin doğduğu yer” ya da “insanlık tarihinin sıfır noktası”... Tarih ile ilgili doğru bilinen büyük bir yanlışı aydınlatan Göbeklitepe, Neolitik Dönem ile ilgili pek çok bilgiyi bize sunabiliyor. Fakat bunların yanı sıra Göbeklitepe’nin pek çok soru işaretini de ortadan kaldırdığı bir gerçek.
Dünyanın En Eski İbadet Alanı
Neolitik Çağ’dan (Cilâlıtaş Çağı), bugüne kadar gelebilmiş Göbeklitepe’nin yaşının yaklaşık 12.000 olduğu düşünülüyor. Mısır Piramitleri’nden bile daha yaşlı olan Göbeklitepe’deki arkeolojik çalışmalar, 1995 yılından beri durmaksızın devam ediyor. Araştırmalar sırasında 6 ören yeri bulunsa da yapılan çalışmalar ile Göbeklitepe civarında yaklaşık 20 tane daha ören yeri olduğu tespit edildi. Diğer bir deyişle Şanlıurfa’da bulunan ve dünyanın tarih hakkında bildiklerini değiştirebilecek bu noktada, daha pek çok gizem ve gerçek gizli.
2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilen Göbeklitepe, yerli ve yabancı turistlerin merak ettikleri ve ziyaret etmek istedikleri noktalardan biri. Bunun yanında 2019 yılının “Göbeklitepe Yılı” olarak ilan edilmesi de ören yerinin bilinirliğini artırmış durumda.
Göbeklitepe’nin Tarihi ve Yapıların Önemi
M.Ö. 10.000’li yıllardan beri var olduğu düşünülen Göbeklitepe’yi özel kılan pek çok nokta var. Şimdi, bu önemli noktalara göz atalım:
● Alanda bulunan T biçimli sütunların, insanları tasvir ettiği düşünülüyor. Göbeklitepe’de bulunan sütunların ağırlıkları 40 ila 60 ton arasında değişiklik gösterebiliyor. Bu sütunların, o dönemin şartlarında nasıl taşındığı konusu ise Göbeklitepe’nin sırlarından biri.
● Bazı sütunların üzerinde bulunan aslan, yaban domuzu, yılan gibi 3 boyutlu hayvan figürlerinin dönemin çok ötesinde olması ise kesinlikle dikkat çekici.
● Neolitik Çağ’da küçük insan gruplarının var olduğu ve bu gruplar arasında eşitliğin olduğu düşünülse de Göbeklitepe, arkeoloji tarihindeki bu bilgiyi de değiştiriyor. Çünkü farklı teknikler kullanılarak inşa edilen bu alanda, işçilerin yanı sıra farklı uzmanlıklara sahip kalabalık bir ekibe ihtiyaç duyulmuş olabilir. Ayrıca bu yapı inşa edilirken ilk kez bu kadar kalabalık insan grupları iş birliği yapmış olabilir.
● Buğday ilk olarak Göbeklitepe’de yetiştirilmiş olabilir.
● Bölgedeki toprak yapısının homojen olması, Göbeklitepe’nin doğal bir şekilde değil de insan eliyle gömülmüş, başka bir deyişle üzerinin kapatılmış olabileceğini gösteriyor. Bölgenin neden gömüldüğüne dair bir bilgi ise yok.